Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Yaban”ı, Türk modernleşmesinin yarattığı derin yarılmaları, bir aydının trajedisi üzerinden anlatan çarpıcı bir metindir. Roman, basit bir aydın-halk çatışmasının çok ötesinde, modernleşme sürecinin yarattığı epistemolojik kırılmaları, kimlik bunalımlarını ve toplumsal travmaları çok katmanlı bir şekilde işler.
Bilgi Sistemlerinin Çatışması ve Epistemolojik Kopuş
Ahmet Celâl’in Anadolu köyünde yaşadığı yabancılaşma, aslında iki farklı dünya görüşünün, iki farklı bilgi sisteminin uzlaşmaz çatışmasının bir yansımasıdır. Foucault’nun “episteme” kavramı çerçevesinde düşündüğümüzde, karşımızda sadece bir iletişim sorunu değil, tümüyle farklı hakikat rejimlerinin karşılaşması vardır. Ahmet Celâl’in pozitivist dünya görüşü ile köylünün mitolojik-döngüsel evren algısı arasındaki derin uçurum, modernleşme projesinin en temel açmazlarından birini gözler önüne serer.
Bu epistemolojik kopuş, en çarpıcı biçimde dil düzeyinde kendini gösterir. Köylülerle Ahmet Celâl arasındaki iletişimsizlik, yalnızca kullanılan kelimelerin farklılığından değil, bu kelimelerin işaret ettiği gerçeklik algısının tümüyle farklı oluşundan kaynaklanır. Aydınlanma düşüncesinin “ratio”su ile geleneksel toplumun “mythos”u arasındaki bu gerilim, romanın temel dinamiğini oluşturur.
Oryantalist Bakışın İçselleştirilmesi
Yaban’ın belki de en çarpıcı yönlerinden biri, oryantalist bakış açısının yerli bir aydın tarafından nasıl içselleştirildiğini göstermesidir. Edward Said’in oryantalizm eleştirisi ışığında bakıldığında, Ahmet Celâl’in köylüye bakışı, klasik oryantalist söylemin tüm özelliklerini taşır. Bu bakış açısı, köylüyü hem “asil vahşi” hem de “medenileştirilmesi gereken barbar” olarak konumlandıran çelişkili bir yapı sergiler.
Ancak buradaki oryantalizm, klasik Doğu-Batı dikotomisinin ötesinde, daha karmaşık bir yapı arz eder. Ahmet Celâl, bir yandan Batılı bakış açısını içselleştirmiş bir aydın olarak köylüyü ötekileştirirken, diğer yandan kendisi de Batı karşısında bir “Doğulu” olmanın gerilimini yaşar. Bu çifte bilinç hali, Türk modernleşmesinin yarattığı kimlik krizinin en çarpıcı örneklerinden biridir.
Kadro Hareketi ve Toplumsal Mühendislik
Romanın yazıldığı dönemde etkili olan Kadro hareketinin düşünsel izleri, Yaban’da açıkça görülür. Şevket Süreyya Aydemir’in “inkılap ve kadro” tezleriyle parallellikler taşıyan roman, modernleşme projesinin yukarıdan aşağıya karakterini eleştirel bir perspektifle ele alır. Aydının “organik aydın” rolünün başarısızlığı, Gramsci’nin hegemonya kavramı çerçevesinde düşünüldüğünde, modernleşme projesinin “rıza” üretmedeki başarısızlığını da gösterir.
Kolektif Travma ve Modernleşme
Roman, savaş travması ile modernleşme travmasının iç içe geçtiği bir metindir. Ahmet Celâl’in fiziksel ve ruhsal yaralanmışlığı ile köyün kolektif travması arasındaki paralellik, modernleşme sürecinin yarattığı toplumsal yaraları görünür kılar. Bu travmatik deneyim, geleneksel bağların kopuşu ve yeni bir toplumsal düzenin kurulamaması ile derinleşir.
Modernleşmenin yarattığı bu travmatik durum, psikanalitik teori çerçevesinde bir tür “melankoli” hali olarak okunabilir. Geleneksel toplumun kaybı karşısında yas tutamama hali, yerini sürekli bir melankoliye bırakır. Bu melankoli, romanın sonuna kadar Ahmet Celâl’in peşini bırakmayan bir gölge gibidir.
Sonuç
Yaban, Türk modernleşmesinin yarattığı çok boyutlu krizi, bir aydının trajedisi üzerinden anlatan güçlü bir metindir. Roman, basit bir aydın-halk karşıtlığının çok ötesinde, modernite krizinin tüm boyutlarını içeren derin bir toplumsal analiz sunar. Epistemolojik kopuş, oryantalist bakış açısı, toplumsal travma ve melankoli gibi temalar üzerinden örülen anlatı, Türk modernleşmesinin açmazlarını, çelişkilerini ve yarattığı derin yaraları çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.
Bu yaralar bugün de tam anlamıyla kapanmış değildir. Yaban’ı günümüzde hala önemli kılan da budur: Roman, modernleşme sürecimizin yarattığı travmaları anlamak ve bu travmalarla yüzleşmek için güçlü bir zemin sunar. Bu yüzleşme, belki de modernleşme projemizin açmazlarını aşmanın ilk adımı olabilir.

Yorum bırakın