Salona sığamadı ağıt
taşıdı kendini
maviliklerine, yeryüzünün
biraz sonra yola koyulacak
barışın türküsünden önce
Tutulan nefesler
durduramadı gözyaşlarının
karıştığı akan seli
Kulaklar doldu
hıçkırışlarıyla duvarların
yıkılası duvarların,
taşların
döşenmekte olan,
toprağın
şaşkın bekleyiş içindeki,
konacak dal bulamayan
güvercinlerin şarkılardan
gagaları kuruyan
Son fırça darbesiydi
Ressamın artık
tuvaline dokundurduğu
son renk
kaybolmakta olanlar arasındaki,
film şeridinin
son karesi
kahkahalarla bezenmiş
mavraların yarattığı,
son perdesiydi
sazın.
Hamit Ergüven

Yorum bırakın