Hyunam-Dong Kitabevi: Sessizliğin İyileştirici Gücü


“Hayatımda ilk kez sessizlikten korkmuyorum. Çünkü burada, bu rafların arasında, kendi sesimi duymayı öğreniyorum.”
Hyunam-Dong Kitabevi, Hwang Bo-reum

Güney Koreli yazar Hwang Bo-reum, mühendislikten edebiyata, algoritmalardan insana doğru bir yön değiştirerek kaleme aldığı ilk romanında bizleri Seul’ün sakin bir mahallesinde, isimsiz yalnızlıkların gölgesinde, kitap kokan bir dükkâna davet ediyor: Hyunam-Dong Kitabevi.

Peki bu roman neden bu kadar içimize dokunuyor?
Çünkü burada kahraman yok. Kahramanlık yapmak da yok.
Yorgunluk var. İçten bir tükenmişlik.
Ama aynı zamanda: su sesi gibi akan bir iyileşme süreci.


Youngju’nun Sessiz İsyanı

Başkarakterimiz Youngju, toplumun ‘doğru’ dediği her şeyi yapmış bir kadın: prestijli bir okul, saygın bir kariyer, ‘iyi’ bir evlilik. Ama tüm bu düzenli yapının içinde nefes alamadığını fark ettiğinde, ani bir kararla her şeyi arkasında bırakıyor. Bu kaçış bir yenilgi değil, tam tersine bir başlangıç. Bu başlangıç, bir kitabevi.

Hyunam-Dong’daki bu mütevazı dükkân, sadece kitap satılan bir yer değil. Adeta ruhların birbirine çarpmadan sızabileceği bir güvenli bölge. İçeri giren herkes biraz eksik, biraz da kendinden habersiz. Ama raflar arasında, kahve kokusunda, kedi miyavlamasında birbirlerine görünmeden temas ediyorlar.


Küçük Hayatların Büyük Sessizliği

Kitabevinin baristası Minjun, yaşadığı kaybı sessizce taşıyor. Jungsuh, evliliğin içini kemiren boşlukla baş etmeye çalışıyor. Bir yazar olan Seungwoo, yazmakla yaşamak arasında kalmış. Bu karakterler öyle naif, öyle gerçek ki… Onlara bakarken kendimizi seyrediyoruz: metroda camdan dışarı bakan halimizi, bir kitabevinde rastgele açtığımız sayfada kendimizi bulduğumuz o anı, ya da evde sessizce çay içip kimsenin bizi aramadığı akşamları.

Bu kitapta büyük olaylar yok. Küçük sarsıntılar, ince çatlaklar var.
Ama işte o çatlaklardan sızıyor ışık.

hwang bo reum


Kitapların Terapisi

Hwang Bo-reum’un kalemi neredeyse meditasyon gibi.
Sade ama sığ değil. Dingin ama donuk değil.
Sanki bir kitap değil de, bir nefeslik sessizlikmiş gibi okunuyor.

Kitap, modern yaşamın dayattığı “başarılı ol” baskısına karşı bir pasif direniş manifestosu gibi okunabilir. Youngju’nun yaptığı şey, bu dünyada hâlâ başka türden bir hayatın mümkün olduğunu hatırlatmak: Sessizce, kimseyi incitmeden, kitaplara tutunarak yaşamak.


Son Söz: Kitabevleri Kapanmasın Diye

Hyunam-Dong Kitabevi, sadece kurmaca bir yer değil. İçimizde yaşattığımız bir özlemi temsil ediyor: birbirine zarar vermeden temas etmek, bir kitabın altını çizip paylaşabilmek, isimsizce dostça var olabilmek.

Bu kitap, pandemi sonrası dünyada ruhlarımızın hâlâ nasıl iyileşmediğini ama iyileşebileceğimizi fısıldıyor. Yavaşlıkla, sevgiyle, biraz kahveyle ve bolca kitapla.

Hyunam-Dong Kitabevi, okunmaz; dinlenir.
Sayfaları çevirdikçe kendi iç sesinize kulak vermeye başlarsınız.
Ve kim bilir, belki siz de bir gün kendi küçük kitabevinizi kurarsınız – ister gerçek dünyada, ister kalbinizin bir köşesinde.


Yorum bırakın