Aynanın Unuttuğu
Hiçbir yıldızı yansıtamaz, boşlukta süzülen fildişi ayna.
Alice yılmadan arar tavşanı, tırtılı, iskambil kraliçeyi—
Ayna boş, ayna küs, ayna kırık.
Çatlamış boydan boya; içinden sızıyor sessiz bir sonsuzluk.
Çatlağın gölgesinde uyuyan zaman,
unutulmuş bir kelime artık.
Fısıltılar… fısıltılar…
Mercan kalp kolyesi sallanır;
aynada titreşir her vuruş,
her vuruşta başka bir yansıma:
sevgili / sevgisiz / sevgili / sevgisiz
Alice’in aynası büyük,
benimki kalp büyüklüğünde—
ikisi de aynı dili konuşur:
yokluk dilini, özlem dilini.
Boşlukta kimse duyamaz aynaların konuştuğunu.
Ama ben duyuyorum:
gel, gel, gel…
“Zamanın bir aynadan başka ne olduğunu kim bilebilir?”
— Jorge Luis Borges
Gölge el sallar. Kalp durur. Ayna kırılır.
Üçü de aynı ritimde.
Işın Güner Tuzcular

Yorum bırakın