2025 AİLE YILININ ARDINDAN

Geçen yıl emekli yılıyla ilgili yazımı, gelecek yıl ne yılı olacak diye bitirmiştim.

2025’in Aile Yılı ilan edilmesiyle “Aile Yılı” başlıklı resmi internet sitesine aileye yönelik eğitici etkinlikler vardır umuduyla baktım ama rastlayamadım. Çeşitli adlar altında sonuçta borçlandırmaya yönelik kredilendirme duyuruları çıktı karşıma. Resmi İnternet sitesinde sözde ailelerin yanlarında olmayı hedefleyen “Ailemiz Geleceğimiz” sloganıyla krediler paketini seç beğen al şeklinde sunulmuş. Hayatın her evresinde yanınızdayız mottosuyla.

Evlilik Kredisi başta olmak üzere bir de gençlerin evlenmekten çekindikleri günümüzde bebek bekleyen anne baba adaylarına özel “Hayata Merhaba İhtiyaç Kredisi” gibi bireyleri borçlandırmaya yönelik kredi çeşitleri var. Ekonomik ve sosyal zorlukların sonucu olarak doğurganlık hızı da her geçen yıl düşüşe geçmiş haldeyken üstelik.

Bu arada Suriyeli vatandaşların doğurganlık hızı bizim doğurganlık hızımızın yaklaşık dört katı kadar. Durum böyle olunca önümüzdeki yıllarda demografik yapının ülkemiz için sıkıntı yaratacağından endişeliyim. Bakanlığa bağlı devlet bankası iş birliği ile verilecek bu kredileri asgari ücretli nasıl geri öder? diye düşünüp kafa yoran var mıdır bilinmez.

Ne ironidir ki. Çoğu insan asgari ücretin üzerindeki kirasını ödemekte zorlanırken “Yeni evlenenlere özel konut kredisi” de bu listede.

Hayat pahalığı işsizlik derken insanlar geçim derdinde. Bir yandan gelir adaletsizliği tavan yapmış durumda. Keyiflerine ayıracak bütçe ayırmak şöyle dursun ihtiyaçları için en ucuzunu bulana dek marketler arasında ring seferler yapmak zorundalar.

Bazı kaynaklara göre Sefalet Endeksinde 162 ülke arasında 5. olmamız da beklenen sonuç sanırım.*

Marketin kasap reyonunda çalışanı elinden envai çeşit etler geçerken evine tavuk kıyması götürebildiğine sevindiren, akşam pazarlarında çıkma diye adlandırılan sebze meyveleri almaya mecbur bırakılan insanların vebalini alan olur mu? En kötüsü temiz giyimli insanların da çöp kutularını karıştırıp yiyecek araması da Aile yılında oldu.

X Tur şirketinin €30’ya Yunanistan’a günlük turlar düzenlediğini ve vatandaşların mutfak alışverişi için otobüslerle boş valizlerle gidip ülkemizdeki fiyatların yarı fiyatına dolu valizlerle döndüğünü de aile yılında gördük.

Boşanmaların arttığı gençlerin evlenmekten korktuğu yıl oldu bu yıl. Aile içi şiddetin ve özellikle kadın cinayetlerinin artması da en çok Aile yılında yaşandı maalesef.

Yetmiş yaşında iş arayanların, et yemeden ölmek istemiyorum diyenlerin ülkesi olduk. Kimi yalnız yaşayan emeklilerin kiralarını ödeyemediği için çareyi ortak ev ya da oda kiraladıkları haberleri dolaşır oldu.

Çocuklarına temel gıdaları alamayan, beslenme çantalarını boş gönderen ailelerin yılıydı bu yıl.

Neden hep yoksulluk sınırı olur da zenginlerin tokluk sınırı belirlenmez diye duymuştum. Kasım 25 verileriyle dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 97.159 TL. Tokluk sınırı ne olur bilinmez.

Porsiyonlarımızı küçültelim tasarruf yapalım demek kolay da zaten küçük olan porsiyon nasıl küçülecek? Söyleyenler örnek olabilseler keşke.

Sarayın harcamalarının dakikada iki asgari ücretten fazla olduğu ülkemizde yetkili ağızlar asgari ücretin tespiti sırasında ve bunu halka duyururken ne hisseder acaba hep merak ederim.

Açlık sınırının altında kalan asgari ücret alan biri tek yaşasa bile yaşam maliyeti ise 38.752 TL olarak belirlenmiş.
(Türk İş Kasım 2025 verileri ile açlık sınırı 29.828 TL asgari ücret 22.104 TL)

Simit, çay hesabı bile yapılamaz haldeyiz!

Hepsi bir tarafa, işten çıkarıldığı için intihar girişiminde olan adamın balıklı göle atlaması değil de o göle girmenin yasak ve cezasının olduğunun haber yapılması insan hayatının artık hiç öneminin kalmadığının bir göstergesi.

Aile yılı diye bangır bangır bağırdılar ama ailelerin refahı sağlanamadı ne yazık ki. Mutfaklarda kaynayamayan tencereler, ödenemeyen faturalarlar sayesinde boşanmalar artarken bazı verilere göre dünyada 100 ülke arasında en sinirli 2. ülke olmamıza şaşmamak gerek.

Tüm olumsuz enlerde üst sıraları başka ülkelere kaptırmıyoruz. Ailelerin birlik beraberliğinin sağlanacağını beklerken her şeyin daha kötüye gittiği yıl oldu bu yıl.

* Kaynak:
https://www.independent.org/article/2025/02/28/hankes-2024-misery-index

Özlem Gemici

Yorum bırakın